Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili yargılanan polis hakkında 4. dava başladı
DUVAR– Muğla’da 11 Mayıs 2010’da öğrenci eylemleri sırasında Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt, tabancayla vurularak ağır yaralandı. Şerzan Kurt, olaydan 8 gün sonra tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Şerzan Kurt’un ölümüyle ilgili hakkında işlem başlatılan Muğla Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru G.Ş, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
G.Ş. hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’olası kasıtla nitelikli adam öldürme’ suçundan dava açıldı. Mahkeme, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir’de görülmesine karar verdi. Eskişehir 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davalarda verilen 8 yıl, 16 yıl ve 7 yıl 6 aylık hapis cezaları Yargıtay tarafından üç kez bozularak geri gönderildi.
Polis memuru G.Ş. hakkında verilen kararın bozulmasının ardından açılan dava, Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrardan görülmeye başlandı. Duruşmada taraf avukatları yer aldı. Tutuksuz yargılanan G.Ş. ve 21 yaşında hayatını kaybeden Şerzan Kurt’un ailesi ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini savunan sanık G.Ş, Şerzan Kurt’un avukatlarının mahkeme heyetini yanıltmak için asılsız beyanlarda bulunduğunu öne sürdü. Suçsuz olduğu halde 6 yıl cezaevinde yattığını belirten G.Ş, 14 yıldır mağdur olduğunu dile getirerek, “Suçsuz biri özür diler mi? Burada özür dilenmesi gereken biri varsa o da benim” dedi.
‘SANIĞIN SAVUNMASI ÇELİŞKİLİDİR’
SEGBİS ile duruşmaya katılan Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt ise, “34 yıl öğretmenlik yaptım. Ben sanığın ruh halini gördüm. G.Ş. o karanlık çete grubuyla işbirliği yaparak oğlumu hedef seçerek öldürmüştür. Savunma hakkına saygı duyuyorum. Sanık, ifadelerinde ateş ettiği mesafeyi sürekli artırmıştır. Savunması çelişkilidir. Olayın üzerine perde çekilmesini kabul etmiyorum. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi.
SAVCI 6 YILA KADAR CEZA İSTEDİ
Cumhuriyet savcısı, mütalaada olay tarihinde sanığın 17 yıllık polis memuru olduğunu, müdahale sınırını kast olmaksızın aştığını belirterek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda G.Ş’nin “bilinçli taksirli ölüme sebebiyet verme” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, G.Ş’ye ait silahın iadesine ilişkin talebi reddederek, yurt dışına çıkış yasağının devamına hükmedip duruşmayı 22 Kasım’a erteledi.
(HABER MERKEZİ)